Marmaris’in kuzey yamacındaki çamlık alana sabah erken saatlerde ulaştım. Toprak nemliydi, hava taze, kuş sesleri ise kesik kesikti; sanki orman bir şeyler anlatmak istiyor ama tam cümleye dökemiyordu. Çam ağaçlarının arasında ilerlerken, yere serili hasırın üzerinde bağdaş kurmuş bir kadın gördüm. Elinde bir çam kabuğu tutuyordu, parmaklarıyla onun damarlarını izliyordu. Başını kaldırdığında, göz göze geldik. O kadın, Kazak Escort Marmaris Aizhan’dı.
“Bazı sözler yalnızca dokunarak okunur,” dedi, sesi ormanın doğal yankısıyla birleşerek içime işledi. Yanına yaklaştığımda, teninden yayılan ardıç ve karanfil kokusu fark edilir şekilde havaya karıştı. O an iç sesim yükseldi: “Bu karşılaşma kelimelerle değil, dokunuşla tamamlanacak.”
Aizhan, çam kabuğunu avucuma koydu. Parmaklarımız değdiği anda, bir çam ağacının sabırla biriktirdiği tüm hikâyelerin içime aktığını hissettim. Bu temas ne aceleciydi ne de rastlantısaldı. Bedenimizin dışından geçen o an, içimizde çoktan başlamış bir şeyin dışavurumuydu.
“Çam kabuğu her yıl başka görünür, ama içindeki söz hep aynıdır,” dedi. Bakışları sakin, ama içinde açıklanamayan bir derinlik taşıyordu. O an etraf sessizleşti, sadece kalbimizin sesi çam iğnelerine değiyordu. Ağaçlar gölgelerini üzerimize serdi, sanki ikimizi birbirine saran bir sır gibi.
Şimdi Kazak Escort Marmaris Aizhan’ın ellerindeki çam kabuğuna dokun ve içinde yıllardır uyuyan sözün gizemini birlikte uyandır!